Azerbaycan tarafından Birleşmiş Milletlerin (BM) yargı organı UAD nezdinde “Her Türlü Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Uluslararası Sözleşme”nin ihlal edildiği iddiasıyla Ermenistan’a karşı açılan davada, Divan’ın yargı yetkisine ilişkin duruşmalar tamamlandı.
Hollanda’nın Lahey kentinde bulunan Barış Sarayı’nda yapılan ve bugün sona eren duruşmalarda, Azerbaycan’ın avukatları, Ermenistan’ın Karabağ’ı işgali sürecinde Azerbaycan Türklerine karşı etnik temizlik yaptığına ilişkin suçlamaların ele alındığı davanın esastan görülmesi gerektiğini ve Divan’ın yargı yetkisi olduğunu belirtti.
Azerbaycan’ın avukatlarından Uluslararası Hukuk Profesörü Vaughan Lowe, Ermenistan’ın “davanın reddedilmesi” talebinin geçerli nedenlere dayanmadığını kaydederek, “Ermenistan, Azerbaycan’ın davasını çarpıtıyor.” dedi.
Ermenistan’ın, Azerbaycan’ın suçlamalarını yalanlayamadığını ve bunun yerine Divan’ın yargı yetkisine itiraz ettiğini ifade eden Lowe, Divan’dan özellikle Karabağ’ın işgali sürecinde Ermenistan’ın işlediği ırk ayrımcılığı, etnik temizlik, mala el koyma, doğal kaynakların sömürülmesi, çevreye zarar verilmesi ve diğer suçların esastan ele alınmasını istedi.
Lowe, Azerbaycanlıların uğradığı zararın tazmin edilmesinin yolunun Ermenistan’ın söz konusu ihlallerinin tespitiyle mümkün olduğunu belirtti.
Lowe’den sonra Azerbaycan adına kürsüye çıkan Uluslararası hukuk profesörü Stephan Talmon, Azerbaycan’ın açtığı davanın beklenen ve öngörülen bir dava olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:
“Kendimize şu soruyu sormamız gerekir: Bir başka ülkenin topraklarının beşte birini işgal eden, yaklaşık 23 bin insanın ölümüne neden olan, takriben 3 bin 900 kişinin ortadan kaybolmasına neden olan, 1 milyon insanı yerinden eden, mallarına el koyup kültürünü yok eden ve doğal kaynaklarını sömüren bir ülke nasıl olur da kendisine dava açılmamasını makul bir şekilde bekleyebilir? Bu mümkün değil ancak Ermenistan son birkaç günkü duruşmalarda tam olarak bunu yapıyor.”
Azerbaycan’ın avukatlarından Samuel Wordsworth, Ermenistan’ın, Karabağ’a yerleştirdiği mayınlar ve bubi tuzaklarıyla Azerbaycan Türklerinin topraklarına dönme hakkını engellediğini ve bunun Azerbaycanlılara yönelik ırk ayrımcılığı anlamına geldiğini anlattı.
Azerbaycan avukatlarından Sean Aughey, Ermenistan’ın “mayınların askeri açıdan savunma amaçlı yerleştirildiği” iddialarının geçerli olmadığına dikkati çekti.
Aughey, söz konusu mayınların bulunduğu alanların askeri bölgelerin dışındaki Kalbacar ve Laçin bölgesindeki sivillerin yerleşim yerlerinde tespit edildiğini ve askeri amaçla döşenmiş olmasının mümkün olmadığını anlattı.
Cenevre Üniversitesinden uluslararası hukuk profesörü Laurence Boisson De Chazournes, Ermenistan’ın, 1991’den Karabağ’ın kurtarılmasına kadar Azerbaycan Türklerine yönelik kültürel unsurları bilinçli şekilde yok ettiğini ve bunu yaparken çevreye ağır tahribat verdiğini vurguladı.
Boisson De Chazournes, Ermenistan’ın itirazlarının reddedilmesi ve davanın esastan görülmesi gerektiğini ifade etti.
Ermenistan’ın avukatları, dün yapılan duruşmada UAD’nin davaya bakmaya konu ve zaman bakımından yetkisi olmadığını belirterek, Azerbaycan’ın açtığı davanın yetkisizlik sebebiyle düşürülmesini istemişti.
Divan yargıçları müzakereye başladı
Bugün sona eren duruşmaların ardından, Divan hakimleri müzakereye başlayarak, Ermenistan’ın işlediği suçları Irk Ayrımcılığı Sözleşmesi kapsamında ele almak için Divan’ın yargı yetkisi olup olmadığına ve davanın esastan görülüp görülmeyeceğine karar verecek.
Divan, Ermenistan’ın bazı itirazlarını kabul etse dahi, Azerbaycan’ın iddialarının bir kısmı için de olsa davanın esasına girilmesine karar verebiliyor.
Divan’ın yargı yetkisine ilişkin kararları genellikle 1-2 yıllık sürelerde verdiği görülüyor.
İki ülke arasındaki karşılıklı dava
İki ülke birbirine karşı karşılıklı aynı davayı açtı.
Ermenistan, 16 Eylül 2021’de “Her Türlü Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Uluslararası Sözleşme”nin ihlal edildiği iddiasıyla Azerbaycan aleyhine UAD’de dava açtı.
Ermenistan’ın Azerbaycan aleyhine iddiaları, Azerbaycanlıların “Vatan Muharebesi” dediği, Eylül 2020’de başlayarak 44 gün süren 2. Karabağ Savaşı ve sonrasında yaşananları kapsıyor.
Azerbaycan, 21 Nisan 2023’te, mahkemenin yargı yetkisine ilişkin ön itirazlarda bulundu ve 15-19 Nisan’daki duruşmalarda Azerbaycan, Ermenistan’ın gerekli kabul edilebilirlik şartları oluşmadan siyasi amaçla dava açtığını ve UAD nezdindeki dava açma amacını kötüye kullandığını belirterek, davanın reddini istedi.
Azerbaycan’ın 23 Eylül 2021’de Ermenistan’a karşı açtığı ve yine Irk Ayrımcılığı Sözleşmesi’nin ihlaline dayanan ikinci dava ise 1991’de başlayan Ermenistan’ın 30 yılı aşkın süre işgali altında kalan Karabağ’ın kurtarılmasına kadarki süreçte yaşanan ihlalleri ele alıyor.
Ermenistan, 22 Nisan’da başlayan ve bugün sona eren duruşmalarda Divan’dan Azerbaycan’ın davasını yargı yetkisinin yokluğu nedeniyle reddetmesini talep etti.
Azerbaycan tarafından Birleşmiş Milletlerin (BM) yargı organı UAD nezdinde “Her Türlü Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Uluslararası Sözleşme”nin ihlal edildiği iddiasıyla Ermenistan’a karşı açılan davada, Divan’ın yargı yetkisine ilişkin duruşmalar tamamlandı.
Hollanda’nın Lahey kentinde bulunan Barış Sarayı’nda yapılan ve bugün sona eren duruşmalarda, Azerbaycan’ın avukatları, Ermenistan’ın Karabağ’ı işgali sürecinde Azerbaycan Türklerine karşı etnik temizlik yaptığına ilişkin suçlamaların ele alındığı davanın esastan görülmesi gerektiğini ve Divan’ın yargı yetkisi olduğunu belirtti.
Azerbaycan’ın avukatlarından Uluslararası Hukuk Profesörü Vaughan Lowe, Ermenistan’ın “davanın reddedilmesi” talebinin geçerli nedenlere dayanmadığını kaydederek, “Ermenistan, Azerbaycan’ın davasını çarpıtıyor.” dedi.
Ermenistan’ın, Azerbaycan’ın suçlamalarını yalanlayamadığını ve bunun yerine Divan’ın yargı yetkisine itiraz ettiğini ifade eden Lowe, Divan’dan özellikle Karabağ’ın işgali sürecinde Ermenistan’ın işlediği ırk ayrımcılığı, etnik temizlik, mala el koyma, doğal kaynakların sömürülmesi, çevreye zarar verilmesi ve diğer suçların esastan ele alınmasını istedi.
Lowe, Azerbaycanlıların uğradığı zararın tazmin edilmesinin yolunun Ermenistan’ın söz konusu ihlallerinin tespitiyle mümkün olduğunu belirtti.
Lowe’den sonra Azerbaycan adına kürsüye çıkan Uluslararası hukuk profesörü Stephan Talmon, Azerbaycan’ın açtığı davanın beklenen ve öngörülen bir dava olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:
“Kendimize şu soruyu sormamız gerekir: Bir başka ülkenin topraklarının beşte birini işgal eden, yaklaşık 23 bin insanın ölümüne neden olan, takriben 3 bin 900 kişinin ortadan kaybolmasına neden olan, 1 milyon insanı yerinden eden, mallarına el koyup kültürünü yok eden ve doğal kaynaklarını sömüren bir ülke nasıl olur da kendisine dava açılmamasını makul bir şekilde bekleyebilir? Bu mümkün değil ancak Ermenistan son birkaç günkü duruşmalarda tam olarak bunu yapıyor.”
Azerbaycan’ın avukatlarından Samuel Wordsworth, Ermenistan’ın, Karabağ’a yerleştirdiği mayınlar ve bubi tuzaklarıyla Azerbaycan Türklerinin topraklarına dönme hakkını engellediğini ve bunun Azerbaycanlılara yönelik ırk ayrımcılığı anlamına geldiğini anlattı.
Azerbaycan avukatlarından Sean Aughey, Ermenistan’ın “mayınların askeri açıdan savunma amaçlı yerleştirildiği” iddialarının geçerli olmadığına dikkati çekti.
Aughey, söz konusu mayınların bulunduğu alanların askeri bölgelerin dışındaki Kalbacar ve Laçin bölgesindeki sivillerin yerleşim yerlerinde tespit edildiğini ve askeri amaçla döşenmiş olmasının mümkün olmadığını anlattı.
Cenevre Üniversitesinden uluslararası hukuk profesörü Laurence Boisson De Chazournes, Ermenistan’ın, 1991’den Karabağ’ın kurtarılmasına kadar Azerbaycan Türklerine yönelik kültürel unsurları bilinçli şekilde yok ettiğini ve bunu yaparken çevreye ağır tahribat verdiğini vurguladı.
Boisson De Chazournes, Ermenistan’ın itirazlarının reddedilmesi ve davanın esastan görülmesi gerektiğini ifade etti.
Ermenistan’ın avukatları, dün yapılan duruşmada UAD’nin davaya bakmaya konu ve zaman bakımından yetkisi olmadığını belirterek, Azerbaycan’ın açtığı davanın yetkisizlik sebebiyle düşürülmesini istemişti.
Divan yargıçları müzakereye başladı
Bugün sona eren duruşmaların ardından, Divan hakimleri müzakereye başlayarak, Ermenistan’ın işlediği suçları Irk Ayrımcılığı Sözleşmesi kapsamında ele almak için Divan’ın yargı yetkisi olup olmadığına ve davanın esastan görülüp görülmeyeceğine karar verecek.
Divan, Ermenistan’ın bazı itirazlarını kabul etse dahi, Azerbaycan’ın iddialarının bir kısmı için de olsa davanın esasına girilmesine karar verebiliyor.
Divan’ın yargı yetkisine ilişkin kararları genellikle 1-2 yıllık sürelerde verdiği görülüyor.
İki ülke arasındaki karşılıklı dava
İki ülke birbirine karşı karşılıklı aynı davayı açtı.
Ermenistan, 16 Eylül 2021’de “Her Türlü Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Uluslararası Sözleşme”nin ihlal edildiği iddiasıyla Azerbaycan aleyhine UAD’de dava açtı.
Ermenistan’ın Azerbaycan aleyhine iddiaları, Azerbaycanlıların “Vatan Muharebesi” dediği, Eylül 2020’de başlayarak 44 gün süren 2. Karabağ Savaşı ve sonrasında yaşananları kapsıyor.
Azerbaycan, 21 Nisan 2023’te, mahkemenin yargı yetkisine ilişkin ön itirazlarda bulundu ve 15-19 Nisan’daki duruşmalarda Azerbaycan, Ermenistan’ın gerekli kabul edilebilirlik şartları oluşmadan siyasi amaçla dava açtığını ve UAD nezdindeki dava açma amacını kötüye kullandığını belirterek, davanın reddini istedi.
Azerbaycan’ın 23 Eylül 2021’de Ermenistan’a karşı açtığı ve yine Irk Ayrımcılığı Sözleşmesi’nin ihlaline dayanan ikinci dava ise 1991’de başlayan Ermenistan’ın 30 yılı aşkın süre işgali altında kalan Karabağ’ın kurtarılmasına kadarki süreçte yaşanan ihlalleri ele alıyor.
Ermenistan, 22 Nisan’da başlayan ve bugün sona eren duruşmalarda Divan’dan Azerbaycan’ın davasını yargı yetkisinin yokluğu nedeniyle reddetmesini talep etti.