İsrail’in 2006’dan bu yana 17 yıldır abluka altında tuttuğu Gazze Şeridi’ndeki yaklaşık 2 milyon Filistinli, aylardır devam eden saldırılarda, Gazze’nin orta ve kuzey bölgelerinden özellikle güneye göç etmek zorunda kalıyor.
İsrail ordusu, 7 Temmuz pazar günü Gazze’deki bölge halkına yaptığı bildiride, Gazze şehrinin doğusundaki Tuffah, Derac ve Eski Şehir mahallelerinde oturanların bölgeyi tahliye etmeleri ve batıdaki “sığınma merkezlerine” gitmelerini istedi.
Bölgede yaşayan Filistinlilere saldırı uyarısı yaparak yaşadıkları yeri tahliye etmeye zorlayan İsrail ordusu, yoğun hava saldırılarının ardından 8 Temmuz pazartesi günü karadan işgale başladı.
İsrail askeri araçları yoğun ateş eşliğinde Tel el-Hava ve Rimal mahalleleri ile Sanayi bölgesi eteklerine girerken, binlerce Filistinli Gazze’nin kuzeyine doğru kaçarak saldırılardan kurtulmaya çalıştı.
İsrail savaş uçakları ve topçularının Gazze şehir merkezinin doğu, batı ve orta bölgelerini saatler boyunca yoğun hava saldırıları düzenlerken, saldırılar sonucunda onlarca Filistinlinin öldüğü ve yaralandığı aktarıldı.
Mevasi’ye “zorunlu göç”
İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, 1 Temmuz’da Filistinlilerden Han Yunus kentinin doğusundaki bölgeleri “güvenlikleri için” acilen boşaltmalarını isteyen bir açıklama yaptı.
Han Yunus’un doğu bölgelerinde yerinden edilen Filistinlilere ses kaydı gönderen İsrail güçleri, bölgenin “tehlikeli çatışma bölgesi” olduğu iddiasıyla Filistinlilerin tahliyesini istedi.
Bunun üzerine, İsrail’in saldırılarından kaçan Filistinliler, Deyr el-Belah’ın güneybatısından Refah’ın batısına uzanan ve yerleşim yeri olmayan El-Mevasi bölgesine doğru göç etmek zorunda kaldı.
Han Yunus kentindeki Gazze-Avrupa Hastanesi çalışanları da 2 Temmuz’da, İsrail’in hastanenin bulunduğu bölgenin boşaltılması yönündeki uyarısının ardından hasta, yaralı ve cihazların tahliyesine başladı.
Gazze Şeridi’nde faaliyetteki az sayıdaki sağlık merkezinden biri olan Gazze-Avrupa Hastanesinden tahliye edilen hasta ve yaralılar kent merkezindeki Nasır Hastanesine nakledildi.
Yerleşim için uygun olmayan kumluk Mevasi bölgesine tahliye edilen Filistinliler ise altyapı, kanalizasyon, elektrik hattı ve iletişimden yoksun bu alanda sığınmak zorunda kaldı.
“Acı ve zor bir durum var”
Gazze’deki Sivil Savunma Müdürlüğü Sözcüsü Mahmud Basal, AA muhabirine, “İsrail ordusunun Gazze’deki Tuffah, Derac ve Eski Şehir mahallelerine yönelik tehdit altında acı ve zor bir durum var.” diye konuştu.
Basal, “Gazze’de güvenli bir yer veya bölge kalmadığı için yerinden edilenler artık nereye gideceklerini bilmiyor.” diyerek Filistinlilerin içerisinde bulunduğu durumun ciddiyetini vurguladı.
Gazze şehrindeki El-Ehli Baptist Hastanesinin İsrail’in saldırı tehlikesi sebebiyle tahliye edilmek zorunda kalmasına değinen Basal, bu durumun Filistinliler için yol açacağı sonuçlardan endişe ettiğini belirtti.
Basal, Filistinlilerin karşı karşıya kaldığı zor koşullar ve kıtlık altında, Gazze şehrinin çeşitli yerlerini hedef alan şiddetli bombardımanıyla yaşanan insani felaketin daha da kötüleştiğini ifade etti.
İsrail’in saldırılarına uğrayan bölgelerde evlerinde mahsur kalan çok sayıda aileden yardım çağrısı aldıklarını aktaran Basal, “Gazze’de masum insanlara karşı yapılan katliamların durdurulması” konusunda uluslararası girişim çağrısında bulundu.
“Bombardıman bahanesiyle yerinden etme”
Gazze’nin Tel el-Hava Mahallesi sakinlerinden 47 yaşındaki Leyla Faiz, İsrail’in “ani ve yoğun bombardımanı altında” yıkılan evlerinden kaçarak sığınma merkezlerine geçmek zorunda kaldıklarını anlattı.
İsrail’in önceki saldırılarıyla son olaylar arasındaki farka ilişkin Faiz, “Son askeri operasyon öncesinde de yaşam koşullarımız çok zordu, şimdi ise hayatımız adeta bir cehenneme dönüştü.” dedi.
Kendisi ve ailesinin her şeyini kaybettiğini söyleyen Faiz, “hiçbir eşya ve yiyecek olmadan sokakta yatmak zorunda kaldıklarını” ifade ederek yaşadıkları zor durumu dile getirdi.
Faiz, “Gazze’nin son iki gündür neredeyse kesintisiz olarak bombalandığını” belirtirken, dünyaya Gazze’nin acısını görmesini ve İsrail’e ateşkes için baskı yapması çağrısında bulundu.
Gazze’deki Filistin hükümetinin medya ofisi ise İsrail’in Gazze’deki Filistinlileri güney bölgelerine zorla göç etmeye zorlamasının riskleri konusunda uyardı.
İsrail’in, Filistin halkını Gazze’den güneye göçe davet eden ve güvenli bölge iddiasıyla haritalar paylaştığı belirtilen açıklamada, bu çağrıların, vatandaşların hayatları için büyük tehlike taşıyan asılsız çağrılar olduğu kaydedildi.
Açıklamada, “İsrail’in Gazze kentinden güneye göç çağrılarına karşı uyarıyoruz. Bu vahim hataların tekrarı ve bu trajedi, bunun bedelini vatandaşlara kanlarıyla, canlarıyla ve hayatlarıyla ödetiyor. İsrail işgalinin planları, tüm Filistin halkımız için deşifre ve ifşa oldu.” ifadesi kullanıldı.
Gazze’deki Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail’in 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılarda 38 bin 243 Filistinli yaşamını yitirirken, 88 bin 33 kişi yaralandığını bildirdi.
Enkaz altında halen binlerce ölü olduğu bildirilirken, halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı da tahrip ediliyor.
İsrail’in 2006’dan bu yana 17 yıldır abluka altında tuttuğu Gazze Şeridi’ndeki yaklaşık 2 milyon Filistinli, aylardır devam eden saldırılarda, Gazze’nin orta ve kuzey bölgelerinden özellikle güneye göç etmek zorunda kalıyor.
İsrail ordusu, 7 Temmuz pazar günü Gazze’deki bölge halkına yaptığı bildiride, Gazze şehrinin doğusundaki Tuffah, Derac ve Eski Şehir mahallelerinde oturanların bölgeyi tahliye etmeleri ve batıdaki “sığınma merkezlerine” gitmelerini istedi.
Bölgede yaşayan Filistinlilere saldırı uyarısı yaparak yaşadıkları yeri tahliye etmeye zorlayan İsrail ordusu, yoğun hava saldırılarının ardından 8 Temmuz pazartesi günü karadan işgale başladı.
İsrail askeri araçları yoğun ateş eşliğinde Tel el-Hava ve Rimal mahalleleri ile Sanayi bölgesi eteklerine girerken, binlerce Filistinli Gazze’nin kuzeyine doğru kaçarak saldırılardan kurtulmaya çalıştı.
İsrail savaş uçakları ve topçularının Gazze şehir merkezinin doğu, batı ve orta bölgelerini saatler boyunca yoğun hava saldırıları düzenlerken, saldırılar sonucunda onlarca Filistinlinin öldüğü ve yaralandığı aktarıldı.
Mevasi’ye “zorunlu göç”
İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, 1 Temmuz’da Filistinlilerden Han Yunus kentinin doğusundaki bölgeleri “güvenlikleri için” acilen boşaltmalarını isteyen bir açıklama yaptı.
Han Yunus’un doğu bölgelerinde yerinden edilen Filistinlilere ses kaydı gönderen İsrail güçleri, bölgenin “tehlikeli çatışma bölgesi” olduğu iddiasıyla Filistinlilerin tahliyesini istedi.
Bunun üzerine, İsrail’in saldırılarından kaçan Filistinliler, Deyr el-Belah’ın güneybatısından Refah’ın batısına uzanan ve yerleşim yeri olmayan El-Mevasi bölgesine doğru göç etmek zorunda kaldı.
Han Yunus kentindeki Gazze-Avrupa Hastanesi çalışanları da 2 Temmuz’da, İsrail’in hastanenin bulunduğu bölgenin boşaltılması yönündeki uyarısının ardından hasta, yaralı ve cihazların tahliyesine başladı.
Gazze Şeridi’nde faaliyetteki az sayıdaki sağlık merkezinden biri olan Gazze-Avrupa Hastanesinden tahliye edilen hasta ve yaralılar kent merkezindeki Nasır Hastanesine nakledildi.
Yerleşim için uygun olmayan kumluk Mevasi bölgesine tahliye edilen Filistinliler ise altyapı, kanalizasyon, elektrik hattı ve iletişimden yoksun bu alanda sığınmak zorunda kaldı.
“Acı ve zor bir durum var”
Gazze’deki Sivil Savunma Müdürlüğü Sözcüsü Mahmud Basal, AA muhabirine, “İsrail ordusunun Gazze’deki Tuffah, Derac ve Eski Şehir mahallelerine yönelik tehdit altında acı ve zor bir durum var.” diye konuştu.
Basal, “Gazze’de güvenli bir yer veya bölge kalmadığı için yerinden edilenler artık nereye gideceklerini bilmiyor.” diyerek Filistinlilerin içerisinde bulunduğu durumun ciddiyetini vurguladı.
Gazze şehrindeki El-Ehli Baptist Hastanesinin İsrail’in saldırı tehlikesi sebebiyle tahliye edilmek zorunda kalmasına değinen Basal, bu durumun Filistinliler için yol açacağı sonuçlardan endişe ettiğini belirtti.
Basal, Filistinlilerin karşı karşıya kaldığı zor koşullar ve kıtlık altında, Gazze şehrinin çeşitli yerlerini hedef alan şiddetli bombardımanıyla yaşanan insani felaketin daha da kötüleştiğini ifade etti.
İsrail’in saldırılarına uğrayan bölgelerde evlerinde mahsur kalan çok sayıda aileden yardım çağrısı aldıklarını aktaran Basal, “Gazze’de masum insanlara karşı yapılan katliamların durdurulması” konusunda uluslararası girişim çağrısında bulundu.
“Bombardıman bahanesiyle yerinden etme”
Gazze’nin Tel el-Hava Mahallesi sakinlerinden 47 yaşındaki Leyla Faiz, İsrail’in “ani ve yoğun bombardımanı altında” yıkılan evlerinden kaçarak sığınma merkezlerine geçmek zorunda kaldıklarını anlattı.
İsrail’in önceki saldırılarıyla son olaylar arasındaki farka ilişkin Faiz, “Son askeri operasyon öncesinde de yaşam koşullarımız çok zordu, şimdi ise hayatımız adeta bir cehenneme dönüştü.” dedi.
Kendisi ve ailesinin her şeyini kaybettiğini söyleyen Faiz, “hiçbir eşya ve yiyecek olmadan sokakta yatmak zorunda kaldıklarını” ifade ederek yaşadıkları zor durumu dile getirdi.
Faiz, “Gazze’nin son iki gündür neredeyse kesintisiz olarak bombalandığını” belirtirken, dünyaya Gazze’nin acısını görmesini ve İsrail’e ateşkes için baskı yapması çağrısında bulundu.
Gazze’deki Filistin hükümetinin medya ofisi ise İsrail’in Gazze’deki Filistinlileri güney bölgelerine zorla göç etmeye zorlamasının riskleri konusunda uyardı.
İsrail’in, Filistin halkını Gazze’den güneye göçe davet eden ve güvenli bölge iddiasıyla haritalar paylaştığı belirtilen açıklamada, bu çağrıların, vatandaşların hayatları için büyük tehlike taşıyan asılsız çağrılar olduğu kaydedildi.
Açıklamada, “İsrail’in Gazze kentinden güneye göç çağrılarına karşı uyarıyoruz. Bu vahim hataların tekrarı ve bu trajedi, bunun bedelini vatandaşlara kanlarıyla, canlarıyla ve hayatlarıyla ödetiyor. İsrail işgalinin planları, tüm Filistin halkımız için deşifre ve ifşa oldu.” ifadesi kullanıldı.
Gazze’deki Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail’in 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılarda 38 bin 243 Filistinli yaşamını yitirirken, 88 bin 33 kişi yaralandığını bildirdi.
Enkaz altında halen binlerce ölü olduğu bildirilirken, halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı da tahrip ediliyor.