1889 sayfadan oluşan belgelerin büyük kısmının tamamen sansürlendiği görüldü.
Sansürlenen sayfaların jüri tutanakları ve yıllar süren soruşturma sırasında yapılan FBI görüşmelerinden notlar içerdiği düşünülüyor. Açıklanan belgelerin ise büyük ölçüde ABD Temsilciler Meclisi Seçmen Komitesi tarafından 6 Ocak ile ilgili yayımlanan tutanaklar, Trump’ın sosyal medya paylaşımları, eski Başkan Yardımcısı Mike Pence’in otobiyografisinden alıntılar dahil olmak üzere kamuya açık materyallerden oluşması dikkati çekti.
Uzmanlar, 4 bölüm halinde açıklanan belgelerin, Özel Yetkili Savcı Smith’in Trump’ı dava etmek için ne tür kanıtlar kullandığına dair fikir vermesi yönünden önemli olduğu değerlendirmesinde bulundu.
Trump’ın avukatları, dün belgelerin şimdi yayınlanmasının 5 Kasım’da yapılacak başkanlık seçimlerini etkileyecek bir girişim olarak görülebileceğini savunarak, davaya bakan yargıç Tanya Chutkan’dan seçim gününe kadar gizli kalmaları talebinde bulunmuştu.
Chutkan ise kararında, “Mahkeme, kamuoyunun başka türlü erişme hakkına sahip olduğu bilgileri, yayınlamanın olası siyasi sonuçları nedeniyle saklamaya devam ederse bu da seçime başka bir müdahale oluşturabilir veya öyle görünebilir.” diyerek bu talebi reddetmişti.
6 Ocak Kongre baskını olayları ve 2020 Başkanlık seçim sonuçlarına müdahale davası
Eski Başkan Donald Trump, 6 Ocak Kongre baskını olayları ve 2020 Başkanlık seçim sonuçlarına müdahale girişimi nedeniyle savcı Smith’in kendisine yönelik Ağustos 2023’te açtığı ceza davasında hakkındaki suçlamaları reddetmişti.
Trump, 6 Ocak olayları sırasında Beyaz Saray’da görevde olduğunu ve Başkan olarak “dokunulmazlığı” bulunduğunu savunarak davanın düşürülmesi için Temyiz Mahkemesine başvurmuştu.
ABD Yüksek Mahkemesi, 1 Temmuz’da hakkındaki 6 Ocak Kongre baskınındaki rolü ve 2020 Başkanlık seçimlerine müdahale iddiaları için Trump’ın “bazı konularda dokunulmazlığı” bulunduğuna hükmetmişti.
Mahkeme, 3’e karşı 6 oyla eski Başkanın resmi eylemleri nedeniyle kovuşturmaya karşı dokunulmazlık hakkına sahip olduğuna ancak bu dokunulmazlığın, özel davranışları için geçerli olmadığına karar vermişti.
Savcı Smith’in de 2 Ekim’de Trump’ın “işlediği suçların temelde özel alana girdiğini” savunan yeni bir iddianame hazırladığı ve eski Başkanın “diğer bütün vatandaşlar gibi yargılanması gerektiğini” belirttiği haberlere yansımıştı.
Trump’ın ekibine 7 Kasım’a kadar Smith’in iddianamesine yanıt vermesi için süre tanıyan Yargıç Chutkan’ın her iki tarafın savunmalarını inceledikten sonra Trump’ın yargılanıp yargılanmayacağına karar vermesi gerekiyor.
1889 sayfadan oluşan belgelerin büyük kısmının tamamen sansürlendiği görüldü.
Sansürlenen sayfaların jüri tutanakları ve yıllar süren soruşturma sırasında yapılan FBI görüşmelerinden notlar içerdiği düşünülüyor. Açıklanan belgelerin ise büyük ölçüde ABD Temsilciler Meclisi Seçmen Komitesi tarafından 6 Ocak ile ilgili yayımlanan tutanaklar, Trump’ın sosyal medya paylaşımları, eski Başkan Yardımcısı Mike Pence’in otobiyografisinden alıntılar dahil olmak üzere kamuya açık materyallerden oluşması dikkati çekti.
Uzmanlar, 4 bölüm halinde açıklanan belgelerin, Özel Yetkili Savcı Smith’in Trump’ı dava etmek için ne tür kanıtlar kullandığına dair fikir vermesi yönünden önemli olduğu değerlendirmesinde bulundu.
Trump’ın avukatları, dün belgelerin şimdi yayınlanmasının 5 Kasım’da yapılacak başkanlık seçimlerini etkileyecek bir girişim olarak görülebileceğini savunarak, davaya bakan yargıç Tanya Chutkan’dan seçim gününe kadar gizli kalmaları talebinde bulunmuştu.
Chutkan ise kararında, “Mahkeme, kamuoyunun başka türlü erişme hakkına sahip olduğu bilgileri, yayınlamanın olası siyasi sonuçları nedeniyle saklamaya devam ederse bu da seçime başka bir müdahale oluşturabilir veya öyle görünebilir.” diyerek bu talebi reddetmişti.
6 Ocak Kongre baskını olayları ve 2020 Başkanlık seçim sonuçlarına müdahale davası
Eski Başkan Donald Trump, 6 Ocak Kongre baskını olayları ve 2020 Başkanlık seçim sonuçlarına müdahale girişimi nedeniyle savcı Smith’in kendisine yönelik Ağustos 2023’te açtığı ceza davasında hakkındaki suçlamaları reddetmişti.
Trump, 6 Ocak olayları sırasında Beyaz Saray’da görevde olduğunu ve Başkan olarak “dokunulmazlığı” bulunduğunu savunarak davanın düşürülmesi için Temyiz Mahkemesine başvurmuştu.
ABD Yüksek Mahkemesi, 1 Temmuz’da hakkındaki 6 Ocak Kongre baskınındaki rolü ve 2020 Başkanlık seçimlerine müdahale iddiaları için Trump’ın “bazı konularda dokunulmazlığı” bulunduğuna hükmetmişti.
Mahkeme, 3’e karşı 6 oyla eski Başkanın resmi eylemleri nedeniyle kovuşturmaya karşı dokunulmazlık hakkına sahip olduğuna ancak bu dokunulmazlığın, özel davranışları için geçerli olmadığına karar vermişti.
Savcı Smith’in de 2 Ekim’de Trump’ın “işlediği suçların temelde özel alana girdiğini” savunan yeni bir iddianame hazırladığı ve eski Başkanın “diğer bütün vatandaşlar gibi yargılanması gerektiğini” belirttiği haberlere yansımıştı.
Trump’ın ekibine 7 Kasım’a kadar Smith’in iddianamesine yanıt vermesi için süre tanıyan Yargıç Chutkan’ın her iki tarafın savunmalarını inceledikten sonra Trump’ın yargılanıp yargılanmayacağına karar vermesi gerekiyor.