BM Güvenlik Konseyi, yılık ilk acil toplantısında Gazze’de İsrail’in hastanelere yönelik saldırıları ve sağlık krizini ele aldı.
Toplantıya video konferans yoluyla katılan BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Türk, “Gazze’de insan hakları felaketi dünyanın gözleri önünde devam ediyor. İsrail’in savaş araçları ve yöntemleri, binlerce insanı öldürdü ve bölgeyi harap etti.” dedi.
Türk, Gazze’de uluslararası hukukun yok sayıldığını ve çatışmalarda hastanelerin korunması gerektiğini hatırlatarak “Gazze’deki hastanelerin yıkılması, Filistinlilerin yeterli sağlık hizmetine erişim haklarını ellerinden almanın ötesine geçiyor. Bu hastaneler, gidecek başka yeri olmayan binlerce insana sığınak sağladı.” ifadelerini kullandı.
Uluslararası hukukun ihlal edilerek kasıtlı bir şekilde hastanelerin hedef alınmasının “savaş suçu” oluşturabileceğine vurgu yapan Türk, “Sağlık tesislerinin kasıtlı olarak tahrip edilmesi toplu cezalandırma biçimine varabilir, sivil halka yönelik yaygın veya sistematik bir saldırının parçası olması halinde bir savaş suçu oluşturabileceği gibi, bu tür eylemler insanlığa karşı suç da oluşturabilir.” diye konuştu.
Türk, İsrail’in hastanelerin çevresinde ve içinde gerçekleştirdiği saldırıların sağlık hizmetlerine yönelik “korkunç bir etki” yarattığını belirterek Gazze’deki hastanelere, sağlık altyapısına ve sağlık personeline yönelik tüm saldırıların “bağımsız, kapsamlı ve şeffaf” şekilde soruşturulması çağrısında bulundu.
İsrail’in bu tesislerin Hamas tarafından kullanıldığı iddialarına da değinen Türk, “Ancak İsrail bu iddiaların çoğunu destekleyecek yeterli bilgiyi sağlamadı. Bazı durumlarda, kamuya açık bilgilerle çelişiyor gibi de görünüyorlar.” dedi.
Türk, uluslararası hukuk ve insan hakları ihlallerinin tümü için tam hesap verebilirliğin olması gerektiğini belirterek “Bir kez daha, işgal altındaki Filistin topraklarında vahşet suçlarının işlenme riski konusunda en güçlü ifadelerle uyarıyorum.” ifadesini kullandı.
“Hastanelere yönelik saldırılar devam ediyor”
Dünya Sağlık Örgütünün (DSÖ), işgal altında bulunan Filistin topraklarındaki temsilcisi Richard Peeperkorn da video konferans yoluyla katıldığı toplantıda, Gazze’de hastanelerin defalarca “savaş alanlarına” dönüştüğünü ve hizmet dışı kalarak ihtiyaç sahipleri için hayat kurtarıcı olmaktan mahrum bırakıldığını söyledi.
Peeperkorn, DSÖ’nün ekim 2023’ten beri neredeyse her hafta uluslararası insani hukuka göre sağlık çalışanlarını ve hastaneleri korumak için yaptığı acil çağrıları hatırlatarak, “Ancak bu çağrılar duyulmadı. Hastanelere yönelik saldırılar devam ediyor.” dedi.
Kuzey Gazze’de sağlık ve insani durumun her geçen gün kötüleştiğini vurgulayan Peeperkorn, Kemal Adwan Hastanesinin haftalardır devam eden İsrail saldırıları nedeniyle hizmet dışı kalmak üzere olduğunu kaydetti.
Peeperkorn, “Kuzey Gazze’deki son kalan ve asgari düzeyde işlevsel hastane olan Adwan açık kalmak için mücadele ediyor. Hastanenin etrafında düşmanlıklar devam ediyor ve bu da çok sayıda yaralıya neden oluyor. İçeride 37 hasta kalıyor. Yiyecek, su ve yakıt hızla tükeniyor.” dedi
“Giydikleri beyaz önlükler sırtlarında bir hedef haline geldi”
Gazze’de görev yapan ABD’li çocuk cerrahı Tanya Haj Hassan da oturumda, Ekim 2023’ten bu yana sağlık çalışanlarının İsrail tarafından öldürüldüğünü, sakat bırakıldığını ve hukuka aykırı şekilde gözaltına alınarak işkence gördüğünü belirterek “Giydikleri beyaz önlükler sanki sırtlarında bir hedef haline geldi.” diye konuştu.
Haj Hassan, Gazze’de görev yapan meslektaşlarının izlenimlerini aktararak, “Vahşet daha da kötüleşmeye devam ediyor. Suçlar vahşiliğin ötesinde ve dünya izlemeyi sürdürüyor. Kimse İsrail’i durdurmuyor. Hiç hesap vermeden istediklerini yapıyorlar.” dedi.
Güvenlik Konseyinde Gazze’de barış ve güvenliği sağlamak için yapılan girişimlerin engellenmesine “inanamadıklarını” belirten Haj Hassan, “Dünyaya, bu kurumu oluşturan insanlara ve devletlere, uluslararası insancıl hukukun önemli olduğunu, insan haklarının evrensel olarak uygulandığını göstermeleri ve bu kurumun kuruluş amacına sadık kalmaları için yalvarıyoruz.” diye seslendi.
BM Güvenlik Konseyi, yılık ilk acil toplantısında Gazze’de İsrail’in hastanelere yönelik saldırıları ve sağlık krizini ele aldı.
Toplantıya video konferans yoluyla katılan BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Türk, “Gazze’de insan hakları felaketi dünyanın gözleri önünde devam ediyor. İsrail’in savaş araçları ve yöntemleri, binlerce insanı öldürdü ve bölgeyi harap etti.” dedi.
Türk, Gazze’de uluslararası hukukun yok sayıldığını ve çatışmalarda hastanelerin korunması gerektiğini hatırlatarak “Gazze’deki hastanelerin yıkılması, Filistinlilerin yeterli sağlık hizmetine erişim haklarını ellerinden almanın ötesine geçiyor. Bu hastaneler, gidecek başka yeri olmayan binlerce insana sığınak sağladı.” ifadelerini kullandı.
Uluslararası hukukun ihlal edilerek kasıtlı bir şekilde hastanelerin hedef alınmasının “savaş suçu” oluşturabileceğine vurgu yapan Türk, “Sağlık tesislerinin kasıtlı olarak tahrip edilmesi toplu cezalandırma biçimine varabilir, sivil halka yönelik yaygın veya sistematik bir saldırının parçası olması halinde bir savaş suçu oluşturabileceği gibi, bu tür eylemler insanlığa karşı suç da oluşturabilir.” diye konuştu.
Türk, İsrail’in hastanelerin çevresinde ve içinde gerçekleştirdiği saldırıların sağlık hizmetlerine yönelik “korkunç bir etki” yarattığını belirterek Gazze’deki hastanelere, sağlık altyapısına ve sağlık personeline yönelik tüm saldırıların “bağımsız, kapsamlı ve şeffaf” şekilde soruşturulması çağrısında bulundu.
İsrail’in bu tesislerin Hamas tarafından kullanıldığı iddialarına da değinen Türk, “Ancak İsrail bu iddiaların çoğunu destekleyecek yeterli bilgiyi sağlamadı. Bazı durumlarda, kamuya açık bilgilerle çelişiyor gibi de görünüyorlar.” dedi.
Türk, uluslararası hukuk ve insan hakları ihlallerinin tümü için tam hesap verebilirliğin olması gerektiğini belirterek “Bir kez daha, işgal altındaki Filistin topraklarında vahşet suçlarının işlenme riski konusunda en güçlü ifadelerle uyarıyorum.” ifadesini kullandı.
“Hastanelere yönelik saldırılar devam ediyor”
Dünya Sağlık Örgütünün (DSÖ), işgal altında bulunan Filistin topraklarındaki temsilcisi Richard Peeperkorn da video konferans yoluyla katıldığı toplantıda, Gazze’de hastanelerin defalarca “savaş alanlarına” dönüştüğünü ve hizmet dışı kalarak ihtiyaç sahipleri için hayat kurtarıcı olmaktan mahrum bırakıldığını söyledi.
Peeperkorn, DSÖ’nün ekim 2023’ten beri neredeyse her hafta uluslararası insani hukuka göre sağlık çalışanlarını ve hastaneleri korumak için yaptığı acil çağrıları hatırlatarak, “Ancak bu çağrılar duyulmadı. Hastanelere yönelik saldırılar devam ediyor.” dedi.
Kuzey Gazze’de sağlık ve insani durumun her geçen gün kötüleştiğini vurgulayan Peeperkorn, Kemal Adwan Hastanesinin haftalardır devam eden İsrail saldırıları nedeniyle hizmet dışı kalmak üzere olduğunu kaydetti.
Peeperkorn, “Kuzey Gazze’deki son kalan ve asgari düzeyde işlevsel hastane olan Adwan açık kalmak için mücadele ediyor. Hastanenin etrafında düşmanlıklar devam ediyor ve bu da çok sayıda yaralıya neden oluyor. İçeride 37 hasta kalıyor. Yiyecek, su ve yakıt hızla tükeniyor.” dedi
“Giydikleri beyaz önlükler sırtlarında bir hedef haline geldi”
Gazze’de görev yapan ABD’li çocuk cerrahı Tanya Haj Hassan da oturumda, Ekim 2023’ten bu yana sağlık çalışanlarının İsrail tarafından öldürüldüğünü, sakat bırakıldığını ve hukuka aykırı şekilde gözaltına alınarak işkence gördüğünü belirterek “Giydikleri beyaz önlükler sanki sırtlarında bir hedef haline geldi.” diye konuştu.
Haj Hassan, Gazze’de görev yapan meslektaşlarının izlenimlerini aktararak, “Vahşet daha da kötüleşmeye devam ediyor. Suçlar vahşiliğin ötesinde ve dünya izlemeyi sürdürüyor. Kimse İsrail’i durdurmuyor. Hiç hesap vermeden istediklerini yapıyorlar.” dedi.
Güvenlik Konseyinde Gazze’de barış ve güvenliği sağlamak için yapılan girişimlerin engellenmesine “inanamadıklarını” belirten Haj Hassan, “Dünyaya, bu kurumu oluşturan insanlara ve devletlere, uluslararası insancıl hukukun önemli olduğunu, insan haklarının evrensel olarak uygulandığını göstermeleri ve bu kurumun kuruluş amacına sadık kalmaları için yalvarıyoruz.” diye seslendi.