Parkinson hastalığı, dünya genelinde 10 milyonu aşkın insanı etkiliyor. Titreme, kaslarda sertlik ve hareketlerde yavaşlama gibi belirtilerle ortaya çıkan hastalık, Alzheimer’dan sonra en yaygın ikinci nörolojik rahatsızlık olarak biliniyor. Aynı zamanda bu gruptaki hastalıklar arasında en hızlı ilerleyenlerden biri.
Parkinson hastalığının teşhisi genellikle hastanın motor hareketlerini gözlemlemeye dayanıyor. Ancak bu yöntem, uzman hekim ve ileri teknoloji gerektirdiği için özellikle düşük ve orta gelirli ülkelerde yetersiz kalabiliyor. Erken teşhis imkânı bulunmayan birçok kişi, hastalığın ilerleyen evrelerinde tanı alabiliyor.
Kalemin çalışma prensibi
Kaliforniya Üniversitesi’nin Los Angeles kampüsünden araştırmacılar tarafından geliştirilen kalem, içinde manyetik mürekkep ve özel bir uç barındırıyor. Kalem, kişinin yazı yazarken yaptığı hareketleri elektrik sinyallerine çeviriyor. Bu sinyaller daha sonra yapay zeka ile analiz edilerek Parkinson hastalığına dair izler araştırılıyor.
El yazısı, beyin ve el arasındaki koordinasyonu yansıtan karmaşık bir süreç olarak kabul ediliyor. Daha önce yapılan çalışmalar, Parkinson hastalığının el yazısını önemli ölçüde etkilediğini göstermişti. Yeni geliştirilen kalem, bu değişiklikleri hassas bir şekilde ölçebiliyor.
Yüksek doğrulukla tespit ediyor
Araştırmacılar, Parkinson hastalığı bulunan 3 kişinin yazı örneklerini, sağlıklı 13 kişiyle karşılaştırdı. Yapay zeka destekli kalem, bu örnekleri yüzde 95’in üzerinde doğrulukla ayırt etmeyi başardı. Küçük ölçekli bu çalışma, teknolojinin güvenilir bir teşhis aracı olabileceğini ortaya koydu.
Araştırmacılara göre geliştirilen bu kalem, düşük maliyetli olması ve kolay dağıtılabilir yapısıyla özellikle kaynak sıkıntısı yaşayan bölgelerde etkili bir çözüm olabilir. Uzmanlar, “Bu cihaz, Parkinson hastalığının teşhisinde yaygın olarak kullanılabilecek pratik bir yöntem sunuyor,” değerlendirmesinde bulundu.
Teşhis almamış bireyler için umut
Kalem, özellikle henüz Parkinson teşhisi almamış ancak hastalığın erken belirtilerini gösteren bireyler için büyük bir avantaj sağlayabilir. Erken tanı sayesinde, tedavi süreci zamanında başlatılabilir ve hastalığın ilerleme hızı yavaşlatılabilir.
Araştırmacılar, teknolojinin daha büyük katılımcı gruplarla test edilmesi gerektiğini belirtiyor. Geniş çaplı klinik çalışmaların ardından, bu kalemin dünya genelinde yaygın bir teşhis aracı olarak kullanıma sunulması hedefleniyor.
