Harel, “İsrailliler televizyonda yemek programları izlerken İsrail, Gazze’de binlerce insanı aç bırakmaya ve öldürmeye devam ediyor” başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Gazze kentinin Tuffah bölgesinde İsrail saldırılarının hedefi olan bir binanın enkazında 7’si çocuk 14 akrabasıyla birlikte kalan, 8 saat boyunca çığlıklar içerisinde kurtarılmak için yardım bekleyen ve İsrail ordusunun kurtarma ekiplerinin bölgeye ulaşmasını engellemek için saldırılar düzenlemesi nedeniyle hayatını kaybeden 35 yaşındaki Filistinli kadın Hale Arafat’ın haberini gördüğünde gece boyunca utançtan uyuyamadığını ifade eden Harel, bazılarının bu saldırıyı bile haklı göstermek isteyeceğine işaret etti.
Harel, İsrail halkının büyük kısmının Gazze’de yaşananları bilmek ya da görmek istemediğine ve Hale Arafat örneğinde olduğunu gibi ana akım medyanın da devletin eylemlerini halktan gizleyerek sorumlu gazetecilik ilkelerini ihlal ettiğine dikkati çekti.
“Ordu, hükümet adına savaş suçları işliyor ve İsrailliler bunu sorun etmiyor”
İsrailli yöneticilerin “İsrail ordusu dünyanın en ahlaklı ordusudur” sözüne atıfta bulunan Harel, “Dünyanın en ahlaklı ordusu, hükümet adına savaş suçları işliyor ve ülkedeki küçük bir azınlık dışında İsrailliler bunu sorun etmiyor.” ifadeleriyle Gazze’de yaşananlara sessiz kalan İsraillileri eleştirdi.
Harel, İsraillilerin “7 Ekim ve esirler nedeniyle kör olduğunu, kulaklarını ve kalplerini kapattığını” ve Gazze’deki Filistinlilerin “gönüllü göç” adı altında sürgünü tartışılırken normal hayatlarını sürdürdüklerini vurguladı.
“İsrail, tüm itidalini ve ahlaki standartlarını yitirmiştir”
Sağ cenahtan beklentisi olmadığını, fakat liberal kampın da ortadan kaybolduğunu kaydeden Harel, “İsrail, tüm itidalini ve ahlaki standartlarını yitirmiştir.” ifadesini kullandı.
İsraillileri Gazze’ye yönelik saldırıları reddetmeye çağıran Harel, şunları kaydetti:
“Yüzbinlerce Filistinlinin öldürülmesi, acı çekmesi ve sürülmesi güvenlik sağlamayacak, sadece daha fazla intikam, nefret ve insanlığımızı kaybetmemizi sağlayacak. İsrail hükümetinin suç eylemleri ve ahlak kaybı, bizim, çocuklarımızın ve torunlarımızın on yıllar boyunca ödemeye devam edeceği bir bedeldir.”
