6-9 Haziran’da yapılan seçimlerin ardından yeni yasama dönemine başlayan AP’de, Gazze’deki durumun ele alındığı oturum düzenlendi.
Oturumda söz alan birçok milletvekilinin, AB’nin İsrail politikasını taraflı bulması, İsrail’in Gazze’deki eylemlerini “soykırım” olarak nitelendirmesi, Binyamin Netanyahu hükümetine yaptırım uygulanmasını savunması dikkati çekti.
AP’ye ilk kez bu seçimle giren, Sosyalistler ve Demokratlar İlerici İttifakı Grubundan İrlandalı milletvekili Aodhan O Riordain, “Bu, bu salondaki ilk konuşmam ve ilk sözlerimin şunlar olmasını istedim. Gazze’de olanlar tam bir insani felaketten başka bir şey değil. 41 bin Filistinli öldürüldü. Gazze moloz yığınına döndü. 2 milyon Gazzeli aç bırakılıyor, elektriksiz, temiz susuz, kanalizasyon sistemi olmadan veya tam işlevli hastane olmadan yaşıyor. AB’nin bu krize verdiği yanıt tamamen yetersiz ve kabul edilemezdi. Ben bu nedenle Ursula von der Leyen’in AB Komisyonu Başkanı olarak kalmasına karşıt oy kullandım.” diye konuştu.
O Riordain, AB’nin İsrail’i durdurmak için yapabileceği şeylerin ortaklık anlaşmasını iptal etmek, savaş ve soykırım suçlarının faillerini sorumlu kılmak ve en önemlisi İsrail hükümetine karşı yaptırım uygulamak olduğunu vurguladı.
Netanyahu’ya “kasap” nitelemesi
Yeşiller grubundan İspanyol milletvekili Jaume Asens Llodra, “Avrupa daha ne kadar Bay Kasap Netanyahu’yu desteklemeye devam edecek?” ifadesini kullandı.
“Uluslararası toplum daha ne kadar tahammül edecek? Uluslararası Adalet Divanı’nın, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin kararlarını ne kadar daha görmezden gelecekler? Daha kaç ölüme ihtiyacımız var?” sorularını yönelten Llodra, “Buraya gelip bu ölüler için ağlamak ve buna izin veren silahları sağlamaya devam etmek suç teşkil eden bir ikiyüzlülüktür. (Rusya Devlet Başkanı Vladimir) Putin’e yaptırım uygulamak ve Netanyahu’ya uygulamamak ikiyüzlülüktür. Mağdurlar Ukraynalı veya Filistinli olmalarına bakılmaksızın aynı değerdedir.” değerlendirmesinde bulundu.
Gazze’deki sivil kayıplara ilişkin fotoğrafları göstermesi engellendi
Yeşiller Grubundan İspanyol milletvekili Ana Miranda Paz, kürsüye çıktığında, Gazze’deki sivil kayıplara ilişkin fotoğraflar göstermek istedi ancak oturum başkanı tarafından engellendi.
Yanıt olarak, “Bunlar sembol ya da başka bir şey değil. Bunlar gerçekler.” diyen Paz, “Eğer fotoğrafların kendisine bakmak istemiyorsanız, sorun yok ancak 41 binden fazla insanın öldürüldüğü bir gerçek.” diye konuştu.
Paz, şöyle devam etti:
“İsrail uluslararası hukuku ihlal ediyor. Yapmamız gereken çok açık, AB-İsrail ortaklık anlaşmasını askıya almalıyız. Silah ambargosu uygulamalıyız. AB’deki tüm ülkeler diplomatik ilişkileri kesmeli. Barıştan bahsettiğimizde, soykırımdan veya cinayetten de bahsedemeyiz. Soykırıma ‘hayır’ diyoruz. Bu yüzden bu soykırım yaşanırken oturup izleyen bu AB Komisyonu’na karşı oy kullandık.”
Kefiyesiyle kürsüye çıkmasına izin verilmedi
Sol gruptan, Filistin asıllı Fransız milletvekili Rima Hassan, kürsüye omzundaki kefiyesiyle çıkmak istedi ancak buna izin verilmedi.
Hassan, Filistin topraklarında “soykırım” yaşandığını, AB’nin yaptırımlarıyla İsrail’e baskı kurabileceğini belirterek, “Dört nesildir ailem bu durumda. Sorumluluklarımızı yerine getirmeden önce kaç nesil daha aynı şeyi yaşamak zorunda kalacak?” sorusunu yöneltti.
“Soykırım” nitelemesi
AP’nin hem yeni hem de eski milletvekillerinden birçoğu İsrail’in Gazze’deki eylemlerini “soykırım” olarak niteledi.
Bunlardan Sol gruptan İrlandalı milletvekili Lynn Boylan, şunları kaydetti:
“Gazze’deki savaş 7 Ekim’de başlamadı. İsrail uluslararası hukuku defalarca çiğnedi ve yıllarca hiçbir sonuç doğurmayan savaş suçları işledi. Eğer AB gerçekten hukukun üstünlüğüne ve insan haklarına inansaydı, AB-İsrail ortaklık anlaşması çoktan iptal edilmiş olurdu. Hızlı ve sert yaptırımlar olurdu. Ancak ne yazık ki, konu İsrail olduğunda AB’nin çifte standartları norm haline geldi. Ancak, şu anda Gazze’de tanık olduğumuz barbarlık eylemleri akıl almaz boyutta ve soykırım evlerimize canlı olarak aktarılıyor.”
Sol gruptan Belçikalı milletvekili Marc Botenga da “Orada gerçekleşen soykırım, Batı’nın bu etkili desteği olmadan mümkün olamazdı. Bu, Batılı ülkelerin desteğiyle İsrail tarafından işlenen bir soykırımdır.” ifadelerini kullandı.
Botenga, “Akşam eve döndüğünüzde çocuklarınızın gözlerinin içine nasıl bakabiliyorsunuz? Onlara nasıl temiz bir vicdanla ‘iyi geceler’ diyebiliyorsunuz? Bunu anlayamıyorum.” diye konuştu.
6-9 Haziran’da yapılan seçimlerin ardından yeni yasama dönemine başlayan AP’de, Gazze’deki durumun ele alındığı oturum düzenlendi.
Oturumda söz alan birçok milletvekilinin, AB’nin İsrail politikasını taraflı bulması, İsrail’in Gazze’deki eylemlerini “soykırım” olarak nitelendirmesi, Binyamin Netanyahu hükümetine yaptırım uygulanmasını savunması dikkati çekti.
AP’ye ilk kez bu seçimle giren, Sosyalistler ve Demokratlar İlerici İttifakı Grubundan İrlandalı milletvekili Aodhan O Riordain, “Bu, bu salondaki ilk konuşmam ve ilk sözlerimin şunlar olmasını istedim. Gazze’de olanlar tam bir insani felaketten başka bir şey değil. 41 bin Filistinli öldürüldü. Gazze moloz yığınına döndü. 2 milyon Gazzeli aç bırakılıyor, elektriksiz, temiz susuz, kanalizasyon sistemi olmadan veya tam işlevli hastane olmadan yaşıyor. AB’nin bu krize verdiği yanıt tamamen yetersiz ve kabul edilemezdi. Ben bu nedenle Ursula von der Leyen’in AB Komisyonu Başkanı olarak kalmasına karşıt oy kullandım.” diye konuştu.
O Riordain, AB’nin İsrail’i durdurmak için yapabileceği şeylerin ortaklık anlaşmasını iptal etmek, savaş ve soykırım suçlarının faillerini sorumlu kılmak ve en önemlisi İsrail hükümetine karşı yaptırım uygulamak olduğunu vurguladı.
Netanyahu’ya “kasap” nitelemesi
Yeşiller grubundan İspanyol milletvekili Jaume Asens Llodra, “Avrupa daha ne kadar Bay Kasap Netanyahu’yu desteklemeye devam edecek?” ifadesini kullandı.
“Uluslararası toplum daha ne kadar tahammül edecek? Uluslararası Adalet Divanı’nın, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin kararlarını ne kadar daha görmezden gelecekler? Daha kaç ölüme ihtiyacımız var?” sorularını yönelten Llodra, “Buraya gelip bu ölüler için ağlamak ve buna izin veren silahları sağlamaya devam etmek suç teşkil eden bir ikiyüzlülüktür. (Rusya Devlet Başkanı Vladimir) Putin’e yaptırım uygulamak ve Netanyahu’ya uygulamamak ikiyüzlülüktür. Mağdurlar Ukraynalı veya Filistinli olmalarına bakılmaksızın aynı değerdedir.” değerlendirmesinde bulundu.
Gazze’deki sivil kayıplara ilişkin fotoğrafları göstermesi engellendi
Yeşiller Grubundan İspanyol milletvekili Ana Miranda Paz, kürsüye çıktığında, Gazze’deki sivil kayıplara ilişkin fotoğraflar göstermek istedi ancak oturum başkanı tarafından engellendi.
Yanıt olarak, “Bunlar sembol ya da başka bir şey değil. Bunlar gerçekler.” diyen Paz, “Eğer fotoğrafların kendisine bakmak istemiyorsanız, sorun yok ancak 41 binden fazla insanın öldürüldüğü bir gerçek.” diye konuştu.
Paz, şöyle devam etti:
“İsrail uluslararası hukuku ihlal ediyor. Yapmamız gereken çok açık, AB-İsrail ortaklık anlaşmasını askıya almalıyız. Silah ambargosu uygulamalıyız. AB’deki tüm ülkeler diplomatik ilişkileri kesmeli. Barıştan bahsettiğimizde, soykırımdan veya cinayetten de bahsedemeyiz. Soykırıma ‘hayır’ diyoruz. Bu yüzden bu soykırım yaşanırken oturup izleyen bu AB Komisyonu’na karşı oy kullandık.”
Kefiyesiyle kürsüye çıkmasına izin verilmedi
Sol gruptan, Filistin asıllı Fransız milletvekili Rima Hassan, kürsüye omzundaki kefiyesiyle çıkmak istedi ancak buna izin verilmedi.
Hassan, Filistin topraklarında “soykırım” yaşandığını, AB’nin yaptırımlarıyla İsrail’e baskı kurabileceğini belirterek, “Dört nesildir ailem bu durumda. Sorumluluklarımızı yerine getirmeden önce kaç nesil daha aynı şeyi yaşamak zorunda kalacak?” sorusunu yöneltti.
“Soykırım” nitelemesi
AP’nin hem yeni hem de eski milletvekillerinden birçoğu İsrail’in Gazze’deki eylemlerini “soykırım” olarak niteledi.
Bunlardan Sol gruptan İrlandalı milletvekili Lynn Boylan, şunları kaydetti:
“Gazze’deki savaş 7 Ekim’de başlamadı. İsrail uluslararası hukuku defalarca çiğnedi ve yıllarca hiçbir sonuç doğurmayan savaş suçları işledi. Eğer AB gerçekten hukukun üstünlüğüne ve insan haklarına inansaydı, AB-İsrail ortaklık anlaşması çoktan iptal edilmiş olurdu. Hızlı ve sert yaptırımlar olurdu. Ancak ne yazık ki, konu İsrail olduğunda AB’nin çifte standartları norm haline geldi. Ancak, şu anda Gazze’de tanık olduğumuz barbarlık eylemleri akıl almaz boyutta ve soykırım evlerimize canlı olarak aktarılıyor.”
Sol gruptan Belçikalı milletvekili Marc Botenga da “Orada gerçekleşen soykırım, Batı’nın bu etkili desteği olmadan mümkün olamazdı. Bu, Batılı ülkelerin desteğiyle İsrail tarafından işlenen bir soykırımdır.” ifadelerini kullandı.
Botenga, “Akşam eve döndüğünüzde çocuklarınızın gözlerinin içine nasıl bakabiliyorsunuz? Onlara nasıl temiz bir vicdanla ‘iyi geceler’ diyebiliyorsunuz? Bunu anlayamıyorum.” diye konuştu.