BM Güvenlik Konseyi’nde, “Orta Doğu’daki Durum” başlığıyla düzenlenen oturumda konuşan Verşinin, “Dost ülke Lübnan’a yönelik büyük ölçekli askeri saldırıyı ve provokasyonları şiddetle kınıyoruz.” ifadelerine yer verdi.
Lübnan’da ölenlerin ailelerine taziyelerini ileten Rus diplomat, İsrail’in Lübnan’daki saldırılarının, Lübnan’da çağrı cihazlarının patlatılması yoluyla onlarca kişinin hayatını kaybettiği terör saldırısından bir kaç gün sonra gerçekleştiğine dikkati çekti.
Sergey Verşini, İsrail’in, Lübnan’a karşı yürütülen askeri operasyonun amacının, ülkenin kuzeyinde yerinden edilen ailelerin evlerine geri dönmesi için yapıldığını iddia ettiğini, bununla birlikte İsrail’in askeri kanadından ise bunun, “bir kara harekatı hazırlığı” olduğunu söylediğine dikkat çekti.
Verşini, “Bölgedeki gelişmeler, Lübnan krizi de dahil olmak üzere uzun süren krizlere karmaşık çözümler aramanın ancak diyalog yoluyla mümkün olduğunu bir kez daha göstermektedir. Tamamen kontrolden çıkmadan önce, şiddet sarmalının derhal sona erdirilmesi gerekmektedir.” diye ekledi.
Sergey Verşini, Lübnan’la ilgili endişelere rağmen, Orta Doğu’da yaklaşan savaşı durdurmanın yolunun ancak Gazze’de kan dökülmesine son verilmesiyle mümkün olduğunun anlaşıldığını kaydetti.
ABD endişelerini dile getirdi
ABD’nin BM Daimi Temsilci Yardımcısı Robert Wood, Hizbullah ile İsrail arasında artan çatışmalardan ciddi endişe duyduklarını belirtti.
Wood, “Amacımız açık, İsrail halkının veya Lübnan halkının çıkarına olmadığına inandığımız daha geniş bir savaşı önlemek.” dedi.
“Son günlerde yüzlerce Lübnanlı sivilin öldüğüne dair haberlerden ciddi şekilde endişe duyuyoruz.” diye konuşan Wood, mavi hattaki çatışmaların sona ermesi gerektiğine değindi.
Robert Wood, ABD’nin diğer ülkelerle birlikte, sükuneti sağlamak için, “diplomatik bir çözüme yönelik tartışmaları mümkün kılacak” bir teklif üzerine çalıştığını söyledi.
Wood, tüm tarafları uluslararası insancıl hukuka uyması ve özellikle yoğun nüfuslu bölgelerdeki sivillere verilen zararı en aza indirmek için tüm makul adımların atılması gereğini kaydetti.
BM Güvenlik Konseyi’nde, “Orta Doğu’daki Durum” başlığıyla düzenlenen oturumda konuşan Verşinin, “Dost ülke Lübnan’a yönelik büyük ölçekli askeri saldırıyı ve provokasyonları şiddetle kınıyoruz.” ifadelerine yer verdi.
Lübnan’da ölenlerin ailelerine taziyelerini ileten Rus diplomat, İsrail’in Lübnan’daki saldırılarının, Lübnan’da çağrı cihazlarının patlatılması yoluyla onlarca kişinin hayatını kaybettiği terör saldırısından bir kaç gün sonra gerçekleştiğine dikkati çekti.
Sergey Verşini, İsrail’in, Lübnan’a karşı yürütülen askeri operasyonun amacının, ülkenin kuzeyinde yerinden edilen ailelerin evlerine geri dönmesi için yapıldığını iddia ettiğini, bununla birlikte İsrail’in askeri kanadından ise bunun, “bir kara harekatı hazırlığı” olduğunu söylediğine dikkat çekti.
Verşini, “Bölgedeki gelişmeler, Lübnan krizi de dahil olmak üzere uzun süren krizlere karmaşık çözümler aramanın ancak diyalog yoluyla mümkün olduğunu bir kez daha göstermektedir. Tamamen kontrolden çıkmadan önce, şiddet sarmalının derhal sona erdirilmesi gerekmektedir.” diye ekledi.
Sergey Verşini, Lübnan’la ilgili endişelere rağmen, Orta Doğu’da yaklaşan savaşı durdurmanın yolunun ancak Gazze’de kan dökülmesine son verilmesiyle mümkün olduğunun anlaşıldığını kaydetti.
ABD endişelerini dile getirdi
ABD’nin BM Daimi Temsilci Yardımcısı Robert Wood, Hizbullah ile İsrail arasında artan çatışmalardan ciddi endişe duyduklarını belirtti.
Wood, “Amacımız açık, İsrail halkının veya Lübnan halkının çıkarına olmadığına inandığımız daha geniş bir savaşı önlemek.” dedi.
“Son günlerde yüzlerce Lübnanlı sivilin öldüğüne dair haberlerden ciddi şekilde endişe duyuyoruz.” diye konuşan Wood, mavi hattaki çatışmaların sona ermesi gerektiğine değindi.
Robert Wood, ABD’nin diğer ülkelerle birlikte, sükuneti sağlamak için, “diplomatik bir çözüme yönelik tartışmaları mümkün kılacak” bir teklif üzerine çalıştığını söyledi.
Wood, tüm tarafları uluslararası insancıl hukuka uyması ve özellikle yoğun nüfuslu bölgelerdeki sivillere verilen zararı en aza indirmek için tüm makul adımların atılması gereğini kaydetti.