İsrail’in ağır abluka altına aldığı Gazze’nin kuzeyinde yoğunlaşan soykırım nedeniyle sivil savunma birimleri yıkım bölgelerine ulaşamıyor, yaralılar tahliye edilemiyor.
İsrail’e ait savaş uçakları 15 Ekim’de Cibaliya Mülteci Kampının batısındaki Bi’r en-Nace semtinde Es-Seyyid ailesine ait evi bombaladı.
İşgal güçlerinin saldırıları ve engellemeleri nedeniyle ambulans ve sivil savunma ekipleri, yardım talep eden ailenin evine ulaşamadı.
Bölgede yaralanan sivillere her fırsatta yardıma koşan, cesareti ve fedakarlığıyla tanınan 33 yaşındaki Filistinli hemşire Ahmed en-Neccar da 15 Ekim günü yaralıların hayatını kurtarmak için yola çıktı.
Daha bölgeye ulaşamadan, Gazze’nin kuzeyindeki Cibaliya Mülteci Kampının El-Faluca Mahallesinde iken Neccar, İsrail’e ait insansız hava aracının (iHA) kendisini hedef alan güdümlü füze saldırısında hayatını kaybetti.
Hayatını çok kez tehlikeye attı
Yakınları ve arkadaşları, Neccar’ın yaralı ve hastalara karşı duyduğu sorumluluk gereği İsrail’in tahliye tehditlerine kulak asmadığını, yoğun bombardıman altında görevini sürdürerek hayatını birçok kez tehlikeye attığını anlattı.
Neccar’ın El-Falluca Mahallesi’nden arkadaşı Gazi el-Mecdelani, AA muhabirine yaptığı açıklamada, cesareti ve fedakarlığıyla tanınan Neccar’ın son ana kadar görevini aşkla yaptığını ve her fırsatta yaralıların imdadına yetiştiğini ifade etti.
Mecdelani, “Ahmed, kelimenin tam anlamıyla çok iyi bir insandı. İyi bir rol modeldi. Yaralı ve hastalara karşı duyduğu sorumluluk gereği İsrail’in kuzeyin boşaltılması yönündeki çağrılarına hiç kulak asmadı.” dedi.
Filistinli hemşirenin, yoğun bombardıman altında görevini sürdürerek hayatını birçok kez tehlikeye attığını belirten Mecdelani, arkadaşının İsrail’in tahliyesine izin vermediği yaralıların hayatını kurtarmak için çok çabaladığını anlattı.
İsrail’in soykırım suçlarını belgeledi
Mecdelani, “Ahmed herhangi bir yardım çağrısına hiç düşünmeden cevap verirdi. Canını tehlikeye atarak olay yerine koşardı. Sürekli yaralıların hayatını kurtarmanın kendi canından daha değerli olduğunu söylerdi. Aynı zamanda gittiği yerlerde çektiği fotoğraf ve görüntülerle İsrail soykırımını belgeler ve katliamların daha geniş kitlelere ulaşması için bunları gazetecilere gönderirdi.” diye konuştu.
Son ana kadar yaralıların yardıma koştu
Sağlık görevlisinin kardeşi Halil en-Neccar da Ahmed’in örnek bir insan olduğunu, yardıma muhtaç insanlara yardım etmeyi çok sevdiğini söyledi.
Neccar, Gazze’nin kuzeyine havadan ve karadan saldırılar yoğunlaştıktan sonra kardeşinin eşi ve çocuklarının güneye göç ettiğini ancak kardeşinin yaralı insanlara yardım etmek için burada kalmak istediğini belirtti.
Soykırım başladığı günden bu yana kardeşinin, saldırılarda yaralanan Filistinlilerin enfeksiyon kapmaması için uğraştığını ifade eden Neccar, “Ahmed son ana kadar yaralıları kurtarmaya çalıştı ve hayatını hep riske attı.” diye konuştu.
Abi Neccar, kardeşinin bölge sakinleri tarafından çok sevilen ve takdir edilen bir kişi olduğunu ve ölümünün Cibalya Mülteci Kampının tamamı için büyük bir kayıp olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
“Ahmed, kuzeye yoğunlaşan son saldırılar sırasında sosyal medya üzerinden telefon numarasını paylaşmıştı. Kuzeyde mahsur kalan yaralılara, eğer sağlık desteğine veya acil yardıma ihtiyaç duyarlarsa kendileriyle iletişime geçmeleri çağrısında bulunmuştu. Çünkü İsrail güçlerinin hedef alması sonucu sağlık ekipleri çoğu zaman afet bölgelerine ulaşamıyor.”
Gazze’deki Sivil Savunma Birimi Müdürü Ahmed el-Kahlut da sosyal medyadaki taziye mesajında, “Allah sana rahmet etsin iyi kalpli Ahmed.” ifadesini kullandı.
Kahlut mesajının devamında, “Sen insanlara yardım ederken, onları tankların arasından ve tehlikenin içinden çıkarırken ölümden korkmadın. Allah sana merhamet etsin. Çabalarını kabul etsin, yaptıkların iyilik terazisini doldursun inşallah.” temennisinde bulundu.
Gazze’deki Sivil Savunma Müdürlüğü Sözcüsü Mahmud Basal da İsrail ordusunun, yaralıların tahliyesi için sivil savunma ekiplerinin bölgeye girişine izin vermediğini aktarmıştı.
Birleşmiş Milletler (BM) Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNWRA) Gazze Medya Ofisi Direktör Vekili İnas Hamdan da dün, İsrail’in katliamlar yaptığı Gazze’nin kuzeyinde enkaz altında kalanların çıkarılması yönündeki taleplerinin reddedildiğini açıklamıştı.
Hamdan, “Son iki hafta boyunca, Gazze’nin kuzeyinde ve Cibaliya Mülteci Kampı’nda kuşatmanın sıkılaşmasına karşı uyarıda bulunduk. Durum daha da vahim hale geliyor. İsrail’in Gazze’nin kuzeyinde devam eden askeri saldırıları onbinlerce sivili büyük tehlike altında bırakıyor.” ifadesini kullanmıştı.
İsrail’in ağır abluka altına aldığı Gazze’nin kuzeyinde yoğunlaşan soykırım nedeniyle sivil savunma birimleri yıkım bölgelerine ulaşamıyor, yaralılar tahliye edilemiyor.
İsrail’e ait savaş uçakları 15 Ekim’de Cibaliya Mülteci Kampının batısındaki Bi’r en-Nace semtinde Es-Seyyid ailesine ait evi bombaladı.
İşgal güçlerinin saldırıları ve engellemeleri nedeniyle ambulans ve sivil savunma ekipleri, yardım talep eden ailenin evine ulaşamadı.
Bölgede yaralanan sivillere her fırsatta yardıma koşan, cesareti ve fedakarlığıyla tanınan 33 yaşındaki Filistinli hemşire Ahmed en-Neccar da 15 Ekim günü yaralıların hayatını kurtarmak için yola çıktı.
Daha bölgeye ulaşamadan, Gazze’nin kuzeyindeki Cibaliya Mülteci Kampının El-Faluca Mahallesinde iken Neccar, İsrail’e ait insansız hava aracının (iHA) kendisini hedef alan güdümlü füze saldırısında hayatını kaybetti.
Hayatını çok kez tehlikeye attı
Yakınları ve arkadaşları, Neccar’ın yaralı ve hastalara karşı duyduğu sorumluluk gereği İsrail’in tahliye tehditlerine kulak asmadığını, yoğun bombardıman altında görevini sürdürerek hayatını birçok kez tehlikeye attığını anlattı.
Neccar’ın El-Falluca Mahallesi’nden arkadaşı Gazi el-Mecdelani, AA muhabirine yaptığı açıklamada, cesareti ve fedakarlığıyla tanınan Neccar’ın son ana kadar görevini aşkla yaptığını ve her fırsatta yaralıların imdadına yetiştiğini ifade etti.
Mecdelani, “Ahmed, kelimenin tam anlamıyla çok iyi bir insandı. İyi bir rol modeldi. Yaralı ve hastalara karşı duyduğu sorumluluk gereği İsrail’in kuzeyin boşaltılması yönündeki çağrılarına hiç kulak asmadı.” dedi.
Filistinli hemşirenin, yoğun bombardıman altında görevini sürdürerek hayatını birçok kez tehlikeye attığını belirten Mecdelani, arkadaşının İsrail’in tahliyesine izin vermediği yaralıların hayatını kurtarmak için çok çabaladığını anlattı.
İsrail’in soykırım suçlarını belgeledi
Mecdelani, “Ahmed herhangi bir yardım çağrısına hiç düşünmeden cevap verirdi. Canını tehlikeye atarak olay yerine koşardı. Sürekli yaralıların hayatını kurtarmanın kendi canından daha değerli olduğunu söylerdi. Aynı zamanda gittiği yerlerde çektiği fotoğraf ve görüntülerle İsrail soykırımını belgeler ve katliamların daha geniş kitlelere ulaşması için bunları gazetecilere gönderirdi.” diye konuştu.
Son ana kadar yaralıların yardıma koştu
Sağlık görevlisinin kardeşi Halil en-Neccar da Ahmed’in örnek bir insan olduğunu, yardıma muhtaç insanlara yardım etmeyi çok sevdiğini söyledi.
Neccar, Gazze’nin kuzeyine havadan ve karadan saldırılar yoğunlaştıktan sonra kardeşinin eşi ve çocuklarının güneye göç ettiğini ancak kardeşinin yaralı insanlara yardım etmek için burada kalmak istediğini belirtti.
Soykırım başladığı günden bu yana kardeşinin, saldırılarda yaralanan Filistinlilerin enfeksiyon kapmaması için uğraştığını ifade eden Neccar, “Ahmed son ana kadar yaralıları kurtarmaya çalıştı ve hayatını hep riske attı.” diye konuştu.
Abi Neccar, kardeşinin bölge sakinleri tarafından çok sevilen ve takdir edilen bir kişi olduğunu ve ölümünün Cibalya Mülteci Kampının tamamı için büyük bir kayıp olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
“Ahmed, kuzeye yoğunlaşan son saldırılar sırasında sosyal medya üzerinden telefon numarasını paylaşmıştı. Kuzeyde mahsur kalan yaralılara, eğer sağlık desteğine veya acil yardıma ihtiyaç duyarlarsa kendileriyle iletişime geçmeleri çağrısında bulunmuştu. Çünkü İsrail güçlerinin hedef alması sonucu sağlık ekipleri çoğu zaman afet bölgelerine ulaşamıyor.”
Gazze’deki Sivil Savunma Birimi Müdürü Ahmed el-Kahlut da sosyal medyadaki taziye mesajında, “Allah sana rahmet etsin iyi kalpli Ahmed.” ifadesini kullandı.
Kahlut mesajının devamında, “Sen insanlara yardım ederken, onları tankların arasından ve tehlikenin içinden çıkarırken ölümden korkmadın. Allah sana merhamet etsin. Çabalarını kabul etsin, yaptıkların iyilik terazisini doldursun inşallah.” temennisinde bulundu.
Gazze’deki Sivil Savunma Müdürlüğü Sözcüsü Mahmud Basal da İsrail ordusunun, yaralıların tahliyesi için sivil savunma ekiplerinin bölgeye girişine izin vermediğini aktarmıştı.
Birleşmiş Milletler (BM) Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNWRA) Gazze Medya Ofisi Direktör Vekili İnas Hamdan da dün, İsrail’in katliamlar yaptığı Gazze’nin kuzeyinde enkaz altında kalanların çıkarılması yönündeki taleplerinin reddedildiğini açıklamıştı.
Hamdan, “Son iki hafta boyunca, Gazze’nin kuzeyinde ve Cibaliya Mülteci Kampı’nda kuşatmanın sıkılaşmasına karşı uyarıda bulunduk. Durum daha da vahim hale geliyor. İsrail’in Gazze’nin kuzeyinde devam eden askeri saldırıları onbinlerce sivili büyük tehlike altında bırakıyor.” ifadesini kullanmıştı.