HRW tarafından yayımlanan raporda, Yeni Delhi’nin mayıs ayından bu yana, çoğu Hindistan’ın Bangladeş’e komşu eyaletlerinde doğmuş ve büyük bir bölümünü kadın ve çocukların oluşturduğu yüzlerce Bengal kökenli Müslüman’ı sınır dışı ettiği ifade edildi.
Raporda, sınır muhafızlarının bazı kişileri kimlik belgelerine el koyarak, hatta silah zoruyla Bangladeş topraklarına ittiği belirtildi.
Bangladeş makamlarının sınır dışı edilen yaklaşık 1500 kişinin bir kısmının Hindistan vatandaşı olduğunu doğruladığı belirtilen raporda, bu kişilerden bazılarının ise Hindistan’a döndüğü kaydedildi.
Raporda, sınır dışı etme uygulamalarının, Hindistan kontrolündeki Cammu Keşmir’in Pahalgam bölgesinde nisanda düzenlenen ve çok sayıda kişinin hayatını kaybettiği terör saldırısının ardından arttığına işaret edildi.
Söz konusu terör olayının ardından Hint hükümetinin özellikle Müslüman toplulukları hedef alan “yasa dışı göçmen” belirleme çabalarını yoğunlaştırdığı iddia edilen raporda, yasal süreçler işletilmeden yapılan sınır dışı uygulamalarına son verilmesi, sınır dışı edilen kişilere yasal temsil hakkı ve temyiz imkanı tanınması, zorla sınır dışı etme ve şiddet iddialarının araştırılması ve sorumluların cezalandırılması çağrıları yapıldı.
Raporda, Hindistan’ın vatandaşlık, etnik kimlik ve din temelinde kişileri keyfi olarak sınır dışı etmesinin, uluslararası sözleşmelerden doğan yükümlülüklerinin ihlali anlamına geldiğine dikkati çekildi.
Raporda görüşlerine yer verilen HRW Asya Direktörü Elaine Pearson, “Hindistan’daki Bharatiya Janata Partisi (BJP) yönetimi, etnik Bengal kökenli Müslümanları keyfi şekilde ülkeden sürerek ayrımcılığı körüklüyor. Aralarında vatandaş olanların da bulunduğu bu insanlar hiçbir yasal inceleme ya da savunma hakkı tanınmadan sınır dışı ediliyor.” ifadelerini kullandı.
Bangladeş Dışişleri Bakanlığı ise konuya dair yaptığı açıklamada, “zorla geri gönderme” uygulamasını kınayarak, yalnızca Bangladeş vatandaşı olduğu doğrulanan kişilerin kabul edileceğini belirtti.
