Gazze Şeridi, son birkaç hafta içinde 27 Ekim’de başlattığı kara saldırılarından farklı olarak İsrail ordusunun “yeni tip” askeri saldırılarına tanık oluyor.
İsrail ordusu son dönemde sınırlı kuvvetlerin katılımıyla havadan, karadan ve denizden çeşitli bölgelerde Filistinlilere tahliye uyarısı yapmadan ani saldırılar gerçekleştiriyor.
Gazze Şeridi’nin orta bölgesindeki Nusayrat Mülteci Kampı ve doğusundaki Şucaiyye Mahallesi’ne yönelik bombardımanlar, bu saldırılara örnek olarak gösteriliyor.
İsrail ordusu, bu saldırıların “Filistinli gruplar tarafından tutulan esirleri serbest bırakmak veya ordunun ‘Hamas askeri yapısını’ ortadan kaldırmak gibi belirli hedeflere ulaşmayı amaçladığını” iddia ediyor.
İsrail ordusu resmi bir açıklama yapmadan “üçüncü aşamanın” başlayacağını ima ederken askeri uzmanlar da saha verilerine göre, farklı yöntemlerin benimsendiğini ve saldırılarda yeni bir aşamaya geçildiğini işaret ediyor.
İsrail medyası, saldırıların üçüncü aşamasının Gazze Şeridi’nin yoğun bombalamadan, istihbarat bilgilerine dayalı “hedefli bombalamaya” geçiş anlamına geldiğini yazdı.
Yerel basında çıkan haberlerde, ordunun Gazze Şeridi’ndeki yoğun saldırılarına son verip, güçlerini Netzarim ve Philadelphia eksenlerinde ve Gazze boyunca kurduğu tampon bölgede tutmayı planladığı belirtildi.
İsrail merkezli Walla haber sitesinde yer alan haberde, bir güvenlik kaynağının, İsrail ordusunun “savaşın üçüncü aşamasına” hazırlık olarak Netzarim eksenini 2 kilometreden 4 kilometreye genişletmeye başladığını söylediğini aktarıldı.
İsrail Savunma Bakanı Yoav Galant da daha önce Wall Street Journal’a yaptığı açıklamada ordunun “yoğun savaş saldırılarından diğer özel operasyon türlerine geçme sürecinde olduğunu” ifade etmişti.
İsrail ordusu 8 Haziran’da, Gazze Şeridi’nin orta bölgesindeki Nusayrat Mülteci Kampı’na karadan, havadan ve denizden “sürpriz bir saldırı” düzenleyerek 4 İsrailli esiri kurtarırken, 274 Filistinliyi öldürdü ve 698’den fazlasını yaraladı.
Kısa süre önce de Gazze’nin doğusundaki Şucaiyye Mahallesi’nde kara ve hava kuvvetlerinin katıldığı saldırılar başlatan İsrail güçleri, çok sayıda Filistinliyi öldürdü.
İsrail ordusu, “bölgede faaliyet gösteren Hamas hareketinin altyapısını çökertmek amacıyla bu saldırıyı istihbarat bilgilerine dayanarak gerçekleştirdiğini” öne sürdü.
“Belirli ve keskin saldırılar”
Siyaset uzmanı Usame Muhammed, İsrail’in benimsediği yeni saldırıların “belirli ve keskin saldırılar” yöntemine dayandığını söyledi.
İsrail ordusunun hava, kara ve denizden düzenleyeceği saldırılarla direniş bölgelerini ve direnişçilerin kapasitesini hedef almayı amaçladığını dile getiren Muhammed, son Nusayrat Mülteci Kampı ile Şucaiyye Mahallesindeki saldırılara ilişkin, “Bu operasyonların, hava saldırılarıyla eş zamanlı olmasının yanı sıra hassas istihbarat bilgilerinin sağlanması, hızlı ve ani davranılması gibi çeşitli belirleyici askeri prensipler ile İsrail ordusunun Batı Şeria’da uyguladığı, hedef almanın yoğunluğu ve hassaslığı temelinde direnişin hayatta kalma şansını kapatan baskı ilkesine dayanıyor.” ifadelerini kullandı.
Muhammed, “Bu aşama, süresi haftalar ve ayları bulan ikinci aşamanın aksine, askeri operasyonların saatler veya birkaç gün gibi kısa bir sürede tamamlanmasını kapsıyor.” dedi.
“Bu bir medya sloganı ve işgalciler henüz bir aşamadan diğerine geçemedi”
Üçüncü aşamada, İsrail ordusunun kara saldırısı düzenlediği bölgelerden çekileceğini öngören Muhammed, “Ordunun saldırı düzenlediği bölgelerden çekilmesi, ya Gazze Şeridi dışına çıkmasını ya da Netzarim ve Philadelphia eksenlerindeki toplama noktalarına doğru çekilmesini içeriyor, ikinci aşamada olduğu gibi Gazze Şeridi içinde kalmasının aksine.” diye konuştu.
İsrail’in bu aşamada, esirlerin kurtarılması, direniş gruplarının saha liderlerinin alıkonulması ve 7 Ekim öncesinden farklı, sonunda kontrolün ele geçirilmesine yol açan yeni bir durumun oluşturulması ile ilgili taktiksel hedeflere ulaşmayı amaçladığını dile getiren Muhammed, İsrail ordusunun Gazze’ye saldırılarına ilişkin belirlediği birinci ve ikinci aşamadaki başarısızlığına dikkati çekerek, üçüncü aşamadaki hedeflere ulaşmasının da şüpheli olduğunu söyledi.
Siyaset uzmanı MUhammed, “Üçüncü aşama tamamlayıcı bir aşamadır ve önceki aşamalar başarılmadan bunda başarıya ulaşmak zor. Ayrıca bu aşama, (İsrail’in) kuzey cephesindeki askeri gerilim ile İsrail’in üzerindeki uluslararası baskının artmasıyla aynı zamana denk geldi.” ifadesini kullandı.
Filistinli analist ve yazar İbrahim el-Medhun ise “Saldırıların üçüncü aşamasının hedefi, işgalci İsrail’e daha fazla kayıp verdiren kara saldırıları olmaksızın, öldürme ve suikast saldırılarını daha geniş bir ölçeğe taşımaya çalışmaktır.” değerlendirmesinde bulundu.
Medhun, “Üçüncü aşamada İsrail’in tehdit ve korkutması, savaşın sistemli ve aşamalı olduğunu gösteriyor. Birinci ve ikinci aşamada ordu vahşet uyguladı, sivilleri bombaladı, binaları buldozerlerle yıktı; aralarında hiçbir fark yok.” diye konuştu.
Üçüncü aşamanın halen anlaşılamadığına işaret eden Medhun, “Bu bir medya sloganı ve işgalciler henüz bir aşamadan diğerine geçemedi.” dedi.
Medhun, “İşgalcilerin hiçbir hedeflerine ulaşamaması göz önüne alındığında uluslararası bir talep haline gelen ‘saldırıyı durdurma’ talebinden kaçmak için saldırıyı çeşitli biçimlerde sürdürmek için aşama ifadesini kullandığını” söyledi.
Üçüncü aşamada İsrail’in “suikast ve hedefleme” hızını artırabileceğini kaydeden Medhun, “işgalcilerin sağlık veya belediyeler gibi sivil güçleri hedef almaya odaklanarak Gazze Şeridi’nde bir tür kaos yaratmaya çalıştığına” vurgu yaptı.
Gazze Şeridi, son birkaç hafta içinde 27 Ekim’de başlattığı kara saldırılarından farklı olarak İsrail ordusunun “yeni tip” askeri saldırılarına tanık oluyor.
İsrail ordusu son dönemde sınırlı kuvvetlerin katılımıyla havadan, karadan ve denizden çeşitli bölgelerde Filistinlilere tahliye uyarısı yapmadan ani saldırılar gerçekleştiriyor.
Gazze Şeridi’nin orta bölgesindeki Nusayrat Mülteci Kampı ve doğusundaki Şucaiyye Mahallesi’ne yönelik bombardımanlar, bu saldırılara örnek olarak gösteriliyor.
İsrail ordusu, bu saldırıların “Filistinli gruplar tarafından tutulan esirleri serbest bırakmak veya ordunun ‘Hamas askeri yapısını’ ortadan kaldırmak gibi belirli hedeflere ulaşmayı amaçladığını” iddia ediyor.
İsrail ordusu resmi bir açıklama yapmadan “üçüncü aşamanın” başlayacağını ima ederken askeri uzmanlar da saha verilerine göre, farklı yöntemlerin benimsendiğini ve saldırılarda yeni bir aşamaya geçildiğini işaret ediyor.
İsrail medyası, saldırıların üçüncü aşamasının Gazze Şeridi’nin yoğun bombalamadan, istihbarat bilgilerine dayalı “hedefli bombalamaya” geçiş anlamına geldiğini yazdı.
Yerel basında çıkan haberlerde, ordunun Gazze Şeridi’ndeki yoğun saldırılarına son verip, güçlerini Netzarim ve Philadelphia eksenlerinde ve Gazze boyunca kurduğu tampon bölgede tutmayı planladığı belirtildi.
İsrail merkezli Walla haber sitesinde yer alan haberde, bir güvenlik kaynağının, İsrail ordusunun “savaşın üçüncü aşamasına” hazırlık olarak Netzarim eksenini 2 kilometreden 4 kilometreye genişletmeye başladığını söylediğini aktarıldı.
İsrail Savunma Bakanı Yoav Galant da daha önce Wall Street Journal’a yaptığı açıklamada ordunun “yoğun savaş saldırılarından diğer özel operasyon türlerine geçme sürecinde olduğunu” ifade etmişti.
İsrail ordusu 8 Haziran’da, Gazze Şeridi’nin orta bölgesindeki Nusayrat Mülteci Kampı’na karadan, havadan ve denizden “sürpriz bir saldırı” düzenleyerek 4 İsrailli esiri kurtarırken, 274 Filistinliyi öldürdü ve 698’den fazlasını yaraladı.
Kısa süre önce de Gazze’nin doğusundaki Şucaiyye Mahallesi’nde kara ve hava kuvvetlerinin katıldığı saldırılar başlatan İsrail güçleri, çok sayıda Filistinliyi öldürdü.
İsrail ordusu, “bölgede faaliyet gösteren Hamas hareketinin altyapısını çökertmek amacıyla bu saldırıyı istihbarat bilgilerine dayanarak gerçekleştirdiğini” öne sürdü.
“Belirli ve keskin saldırılar”
Siyaset uzmanı Usame Muhammed, İsrail’in benimsediği yeni saldırıların “belirli ve keskin saldırılar” yöntemine dayandığını söyledi.
İsrail ordusunun hava, kara ve denizden düzenleyeceği saldırılarla direniş bölgelerini ve direnişçilerin kapasitesini hedef almayı amaçladığını dile getiren Muhammed, son Nusayrat Mülteci Kampı ile Şucaiyye Mahallesindeki saldırılara ilişkin, “Bu operasyonların, hava saldırılarıyla eş zamanlı olmasının yanı sıra hassas istihbarat bilgilerinin sağlanması, hızlı ve ani davranılması gibi çeşitli belirleyici askeri prensipler ile İsrail ordusunun Batı Şeria’da uyguladığı, hedef almanın yoğunluğu ve hassaslığı temelinde direnişin hayatta kalma şansını kapatan baskı ilkesine dayanıyor.” ifadelerini kullandı.
Muhammed, “Bu aşama, süresi haftalar ve ayları bulan ikinci aşamanın aksine, askeri operasyonların saatler veya birkaç gün gibi kısa bir sürede tamamlanmasını kapsıyor.” dedi.
“Bu bir medya sloganı ve işgalciler henüz bir aşamadan diğerine geçemedi”
Üçüncü aşamada, İsrail ordusunun kara saldırısı düzenlediği bölgelerden çekileceğini öngören Muhammed, “Ordunun saldırı düzenlediği bölgelerden çekilmesi, ya Gazze Şeridi dışına çıkmasını ya da Netzarim ve Philadelphia eksenlerindeki toplama noktalarına doğru çekilmesini içeriyor, ikinci aşamada olduğu gibi Gazze Şeridi içinde kalmasının aksine.” diye konuştu.
İsrail’in bu aşamada, esirlerin kurtarılması, direniş gruplarının saha liderlerinin alıkonulması ve 7 Ekim öncesinden farklı, sonunda kontrolün ele geçirilmesine yol açan yeni bir durumun oluşturulması ile ilgili taktiksel hedeflere ulaşmayı amaçladığını dile getiren Muhammed, İsrail ordusunun Gazze’ye saldırılarına ilişkin belirlediği birinci ve ikinci aşamadaki başarısızlığına dikkati çekerek, üçüncü aşamadaki hedeflere ulaşmasının da şüpheli olduğunu söyledi.
Siyaset uzmanı MUhammed, “Üçüncü aşama tamamlayıcı bir aşamadır ve önceki aşamalar başarılmadan bunda başarıya ulaşmak zor. Ayrıca bu aşama, (İsrail’in) kuzey cephesindeki askeri gerilim ile İsrail’in üzerindeki uluslararası baskının artmasıyla aynı zamana denk geldi.” ifadesini kullandı.
Filistinli analist ve yazar İbrahim el-Medhun ise “Saldırıların üçüncü aşamasının hedefi, işgalci İsrail’e daha fazla kayıp verdiren kara saldırıları olmaksızın, öldürme ve suikast saldırılarını daha geniş bir ölçeğe taşımaya çalışmaktır.” değerlendirmesinde bulundu.
Medhun, “Üçüncü aşamada İsrail’in tehdit ve korkutması, savaşın sistemli ve aşamalı olduğunu gösteriyor. Birinci ve ikinci aşamada ordu vahşet uyguladı, sivilleri bombaladı, binaları buldozerlerle yıktı; aralarında hiçbir fark yok.” diye konuştu.
Üçüncü aşamanın halen anlaşılamadığına işaret eden Medhun, “Bu bir medya sloganı ve işgalciler henüz bir aşamadan diğerine geçemedi.” dedi.
Medhun, “İşgalcilerin hiçbir hedeflerine ulaşamaması göz önüne alındığında uluslararası bir talep haline gelen ‘saldırıyı durdurma’ talebinden kaçmak için saldırıyı çeşitli biçimlerde sürdürmek için aşama ifadesini kullandığını” söyledi.
Üçüncü aşamada İsrail’in “suikast ve hedefleme” hızını artırabileceğini kaydeden Medhun, “işgalcilerin sağlık veya belediyeler gibi sivil güçleri hedef almaya odaklanarak Gazze Şeridi’nde bir tür kaos yaratmaya çalıştığına” vurgu yaptı.