ABD’nin başkenti Washington’da düzenlenen NATO Liderler Zirvesi’ne katılan Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
Borrell, Gazze ve Batı Şeria’daki durumun daha önce hiç olmadığı kadar kötü olduğunu belirterek 7 Ekim 2023’ten bu yana geçen 9 ayda insani durumun “dayanılmaz bir hal aldığını” dile getirdi.
“Batı Şeria’da İsrail hükümeti toprakları gasbediyor.” diyen Borrell, uluslararası hukuka aykırı olan bu toprak gasbının kınanması gerektiğini vurguladı.
Borrell, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hükümetinin Filistin yönetiminin gelirlerine de el koyduğunu anımsatarak ateşkes, tüm rehinelerin serbest bırakılması ve iki devletli çözüm çağrısını yineledi.
İsrail’in Gazze Şeridi’ne saldırı başlattığı 7 Ekim 2023’ten bu yana işgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te de Filistinlilere yönelik gözaltı, baskın ve saldırılarda artış yaşanıyor.
“Ukrayna’nın Rusya’ya karşı galip gelmesini sağlamak zorundayız”
Josep Borrell, “Ukrayna’yı desteklemenin savaşı uzatacağı ve Ukrayna’nın teslim olması anlamına gelse bile barışın bir an önce gelmesi gerektiği” fikrine katılmadığını ifade ederek “Ukrayna’nın Rusya saldırganlığına karşı galip gelmesini sağlamak zorundayız. Bu ülkenin egemen bağımsızlığını kurtarmak ve özgür dünyanın güvenliğini sağlamak için Ukrayna’yı desteklemeye devam etmeliyiz.” dedi.
Hint-Pasifik bölgesindeki gelişmelere ve işbirliklerine de önem verilmesi gerektiğini dile getiren Borrell, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Çünkü Çin, ‘sınırsız dostluk’ adı altında Rusya’yı destekliyor. Kuzey Kore, Rusya’nın en önemli hammadde tedarikçilerinden biri ve Hint Pasifik’te uluslararası hukuka, özellikle de deniz hukukuna, aykırı girişimler tüm bölgenin istikrarına tehdit oluşturuyor.”
Yaklaşık 100 AB çalışanı, AB’nin Gazze’ye yönelik politikasını protesto ederek AB-İsrail arasındaki ortaklık anlaşması ve üye ülkelerden yapılan silah satışlarının “insan haklarına saygı” şartına bağlanmasını istedi.
Gazze’de ateşkes sağlanması çağrısı yapan göstericiler, tüm esirlerin serbest bırakılmasını ve tüm insan hakları ihlalleri ile suçlarının kınanmasını talep etti.
Göstericiler, eylemin sonunda halay çekip “Filistin’e özgürlük” sloganı attı.
İsrail’in Gazze’deki katliamında son durum
Gazze’deki Filistin Sağlık Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, İsrail’in Gazze Şeridi’ne 279 gündür sürdürdüğü saldırılara ilişkin bilgi verildi.
İsrail ordusunun son 24 saatte Gazze’nin çeşitli bölgelerinde 2 “katliam” gerçekleştirdiği, söz konusu saldırılarda 50 Filistinlinin daha hayatını kaybettiği, 54 Filistinlinin yaralandığı belirtildi.
Gazze’ye saldırıların başladığı 7 Ekim’den beri hayatını kaybeden Filistinlilerin sayısının 38 bin 345’e, yaralananların sayısının da 88 bin 295’e çıktığı aktarıldı.
İsrail ordusunun Gazze Şeridi’nin farklı bölgelerinde sürdürdüğü bombardımanların büyük yıkıma yol açtığı vurgulandı.
Açıklamada ayrıca hâlâ enkaz altında ve yol kenarlarında cesetlerin bulunduğu ancak İsrail’in engellemeleri nedeniyle sağlık ekipleri ile sivil savunma görevlilerinin cenazelere ulaşamadığı yinelendi.
ABD’nin başkenti Washington’da düzenlenen NATO Liderler Zirvesi’ne katılan Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
Borrell, Gazze ve Batı Şeria’daki durumun daha önce hiç olmadığı kadar kötü olduğunu belirterek 7 Ekim 2023’ten bu yana geçen 9 ayda insani durumun “dayanılmaz bir hal aldığını” dile getirdi.
“Batı Şeria’da İsrail hükümeti toprakları gasbediyor.” diyen Borrell, uluslararası hukuka aykırı olan bu toprak gasbının kınanması gerektiğini vurguladı.
Borrell, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hükümetinin Filistin yönetiminin gelirlerine de el koyduğunu anımsatarak ateşkes, tüm rehinelerin serbest bırakılması ve iki devletli çözüm çağrısını yineledi.
İsrail’in Gazze Şeridi’ne saldırı başlattığı 7 Ekim 2023’ten bu yana işgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te de Filistinlilere yönelik gözaltı, baskın ve saldırılarda artış yaşanıyor.
“Ukrayna’nın Rusya’ya karşı galip gelmesini sağlamak zorundayız”
Josep Borrell, “Ukrayna’yı desteklemenin savaşı uzatacağı ve Ukrayna’nın teslim olması anlamına gelse bile barışın bir an önce gelmesi gerektiği” fikrine katılmadığını ifade ederek “Ukrayna’nın Rusya saldırganlığına karşı galip gelmesini sağlamak zorundayız. Bu ülkenin egemen bağımsızlığını kurtarmak ve özgür dünyanın güvenliğini sağlamak için Ukrayna’yı desteklemeye devam etmeliyiz.” dedi.
Hint-Pasifik bölgesindeki gelişmelere ve işbirliklerine de önem verilmesi gerektiğini dile getiren Borrell, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Çünkü Çin, ‘sınırsız dostluk’ adı altında Rusya’yı destekliyor. Kuzey Kore, Rusya’nın en önemli hammadde tedarikçilerinden biri ve Hint Pasifik’te uluslararası hukuka, özellikle de deniz hukukuna, aykırı girişimler tüm bölgenin istikrarına tehdit oluşturuyor.”
Yaklaşık 100 AB çalışanı, AB’nin Gazze’ye yönelik politikasını protesto ederek AB-İsrail arasındaki ortaklık anlaşması ve üye ülkelerden yapılan silah satışlarının “insan haklarına saygı” şartına bağlanmasını istedi.
Gazze’de ateşkes sağlanması çağrısı yapan göstericiler, tüm esirlerin serbest bırakılmasını ve tüm insan hakları ihlalleri ile suçlarının kınanmasını talep etti.
Göstericiler, eylemin sonunda halay çekip “Filistin’e özgürlük” sloganı attı.
İsrail’in Gazze’deki katliamında son durum
Gazze’deki Filistin Sağlık Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, İsrail’in Gazze Şeridi’ne 279 gündür sürdürdüğü saldırılara ilişkin bilgi verildi.
İsrail ordusunun son 24 saatte Gazze’nin çeşitli bölgelerinde 2 “katliam” gerçekleştirdiği, söz konusu saldırılarda 50 Filistinlinin daha hayatını kaybettiği, 54 Filistinlinin yaralandığı belirtildi.
Gazze’ye saldırıların başladığı 7 Ekim’den beri hayatını kaybeden Filistinlilerin sayısının 38 bin 345’e, yaralananların sayısının da 88 bin 295’e çıktığı aktarıldı.
İsrail ordusunun Gazze Şeridi’nin farklı bölgelerinde sürdürdüğü bombardımanların büyük yıkıma yol açtığı vurgulandı.
Açıklamada ayrıca hâlâ enkaz altında ve yol kenarlarında cesetlerin bulunduğu ancak İsrail’in engellemeleri nedeniyle sağlık ekipleri ile sivil savunma görevlilerinin cenazelere ulaşamadığı yinelendi.